TEYÖ-603-01--KİTAP ELEŞTİRİSİ-HAFIZA
Avşaroğlu Tarafından 11.03.2011 Tarihinde Eklendi ve 7517 Kez Okundu...

 

 
AHMET YESEVİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM YÖNETİMİ VE DENETİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI
                                                           
TEYÖ-603-01 DÖNEM PROJESİ
 
Kitap Eleştirisi
Kitap adı :    ............................................................Hafıza
Yazarının Adı: …………Prof.Dr.Yılmaz ÖZAKPINAR
Editörün Adı: ....................................................................
Çevirenin adı ve soyadı:.....................................................
Yayımlanma yeri ve yayıncı adı:.....Ötüken Neşriyat A.Ş
Yayımlanma tarihi:.................................................... 2009
Kaçıncı baskı:........................................................2. Baskı
Sayfa sayısı :.................................................................143
Fiyatı :........................................................................9 Ytl
ISBN :.................................................978-975-437-736-1
 
 
 
HAZIRLAYAN
102177125 Mehmet Emin ÖNDER
 
 
                                            DANIŞMAN
Prof. Dr. Selahattin TURAN
Aralık 2010


Giriş :
             Şair Diyor ki “ Tarih tekerrürden ibaretdir derler
                                       Hiç ibret alınsaydı tekerrür eder miydi”
           
            Şair’inde dediği gibi ibret alınsaydı tarih tekerrür etmezdi.Ama insanlar gibi toplumlarında hafızaları vardır ve bu hafıza ara sıra silinebiliyor.O zamanda tekerrür mukadder oluyor.
            Yine bir ozanımız bir şiir’inde” Delikli demir’in vurmazı olmaz
                                                               Arpacığa göre göz uydurmalı..
                                                               Şu insanoğlu’nun kanmazı olmaz
                                                               Meramına göre söz uydurmalı.” Diyor.
            Yukarıdaki dörtlük’ten de anlaşılacağı gibi insanların istedikleri şekilde söz konuşursanız o kişi ne kadar güçlü hafızaya sahip olursa olsun söz meramına uygunsa unutacaktır her şeyi….Hafıza demişken nedir bu hafıza bir göz atalım nedir bu kavram ?
            Deneyimle kazanılan şeyler , aradan geçen zaman içinde şu ya da bu biçimde zihinde tutulmuştur.İşte bu tutma işlevine hafıza diyoruz.O halde hafıza bir soyutlamadır.Bir düşünce işlemiyle soyutlayarak kavramlaştırdığımız bir özelliğe “hafıza”diyoruz.Hafıza,doğrudan doğruya gözlemlediğimiz bir davranış olgusu değil , gözlenen davranışlardan muhakeme ile çıkardığımız bir işlevle ilgili olarak zihinde inşa edilen bir kavramdır.Davranışlar somuttur,duyularla gözlenebilir;kavramlar soyuttur,ancak zihnen kavranır.
            Hafıza, zihin hayatının can damarıdır.Hafıza bir kavramdır. Hafıza içerikleri olmasa hayal gücümüzü kullanamayız. Boşlukta düşünemeyiz; hafıza içerikleri, düşünme işlemlerimizin malzemeleridir. Konuşulan dili ya da okuduğumuz kitabı anlamamız, dil sembollerinin anlamı hafızamızda saklı olduğu için mümkündür. Benlik bilincimiz ve kişiliğimiz, birbirine bağlanarak organize olan deneyimlerimizin hafızaya kaydedilmesi ile oluşur.
            Hafıza araştırmaları , zihinde tutma işlevinin kanunlarını bulmaya çalışır. Yılmaz Özakpınar, bu hayati önem taşıyan zihin yetimizin işleyiş kurallarını, temel nitelikteki bilimsel araştırmalara dayanarak açıklıyor. Hatırlamamız, unutmamız ya da hafıza yanılmalarımız rastgele olmuyor. Hafıza sisteminin nasıl işlediğini ve onun sonuçtaki verimini etkileyen faktörleri bizlere öğretiyor , bu çalışma bizlere zevkli , zevkli  olduğu kadar faydalı bir deneyimdir.
                       
 
Değerlendirme :
             Öncelikle bu eserin yazarı Yılmaz Özakpınar’ın kısaca özgeçmişi ve çalışmaları hakkında tanıtıcı bilgiler vererek söze başlayalım.  
            Yılmaz Özakpınar (d. 1934, Boyabat, Sinop) 1957'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nden, 1960'ta Cambridge Üniversitesi Biyoloji Fakültesi Psikoloji Bölümü'nden mezun oldu.İstanbul Üniversitesi Tecrübi Psikoloji Kürsüsü'nde 1964'te doktorasını verdi; 1978'de profesör oldu.Alexander von Humbolt bursu ile 1972-74'te Köln Üniversitesi Sosyoloji Araştırma Enstitüsü'nde, aynı bursla 1978'de Bern Üniversitesi Pedagojik Psikoloji Bölümü'nde ve Fulbright bursu ile 1980-81'de Oregon Üniversitesi Bilişsel Psikoloji Laboratuarı'nda araştırma yaptı.1982-88'de Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi dekanı olarak görev yaptıktan sonra döndüğü İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden 2001’de emekli oldu.Haziran 2005’te Fatih Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü kurucu başkanı olarak göreve başladı.Eylül 2008’de Bölüm’ün kuruluş ve öğretim felsefesine ilişkin anlaşmazlık nedeniyle ayrılmak zorunda kaldı. Yazarın yaptığı çalışmalardan bazıları aşağıda sıralanmıştır.
  • Psikolojinin Temel Mefhumları
  • Psikolojinin Kavramsal Yapısı
  • Kültür ve Medeniyet Üzerine Denemeler
  • İnsan İnanan Bir Varlık
  • Öğrenmede Dikkat Problemi
  • Hafıza Yanılmalarının Doğuşu
  • Kültür ve Medeniyet Anlayışları ve Bir Medeniyet Teorisi
  • İslam Medeniyeti ve Türk Kültürü
  • Kültür Değişmeleri ve Batılılaşma Meselesi
  • Verimli Ders Çalışmanın Psikolojik Koşulları
  • Hafıza
            Yukarıda ki başarılı çalışmalara imza atan yazar bu eserinde kitabını  8 bölüme ayırmış ve hafıza sisteminin nasıl işlediğini ve onun sonuçtaki verimini etkileyen faktörleri bizlere öğretmiştir.
            I.Bölüm ‘de , Hafızayı araştıran ilk bilim adamı :Ebbinghaushakkında bilgi verilmiş, Wilhelm Wunt ve onun psikolojik yaklaşımları anlatılmıştır.Bakalım Hermann Ebbinghaus neler yapmış şöyle bir göz atalım.
            Hermann Ebbinghaus paris’ te bir kitapçıda Fechner’in 1860’ta yayınlanan Elemente der psychophysik adlı eserini görür ve  Fechner’in duyum eşiklerini ve duyum şiddetini ölçme çabalarından etkilenerek hafızayı nicel olarak incelemeye girişir.Breslau Üniversitesi’nde yaptığı araştırmaları 1885’te Über das gedachtnis(Hafıza) adlı monografide bilim dünyasına sunar.Bu eserle Hafıza ilk defa deney ve ölçme yoluyla inceleniyordu.Ama Ebbinghaus’un yaklaşımının asıl ilginç yanı , iç gözleme hiç başvurmadan , araştırmayı sırf objektif gözleme dayandırmasıdır.
            Öğrenme safhasında öğrenmenin seyrini takip için Ebbinghaus’un en çok kullandığı teknik , bir sonrakini söyleme metodudur. Ebbinghaus’un kullandığı , hıfzı ölçme tekniklerinden en önemlisi ise yeniden öğrenme ya da tasarruf tekniğidir.Bu bağlamda tasarruf yüzdesi önemlidir.
            Tasarruf yüzdesi, ilk öğrenme ile yeniden öğrenme arasındaki zaman aralığında hıfzı korunan miktardır.Yeniden öğrenme tekniği, hafıza sistemine ilişkin önemli bir noktaya dikkat çeker.Bazen denek ilk öğrenmeden bu yana geçen zaman aralığı sonunda hiçbir şey hatırlayamaz.Böyle bir durumda , öğrenilmiş malzemenin tümüne oranla hatırlama yüzdesi sıfırdır.Ama durum ne olursa olsun öğrenilmiş malzemenin hafıza sisteminde bir hıfz temelinin olduğu anlaşılır.Hatırlama olmaması , hıfz temeli sıfır demek değildir.Başarılı bir hatırlama için kayıt ve hıfz safhalarından sonraki üçüncü safha olan bulup çıkarmanın da başarı ile tamamlanması gerekir.
            Hermann Ebbinghaus’un 1885’te ifade ettiği metodolojik görüş özü bakımından modern bilim metodunun aynıdır.
            II.Bölüm ‘de , Jost kanunu hakkında bilği verilmiştir ve Jost’un çalışmalarının Ebbinghaus’un bulgularını nasıl desteklediği anlatılmıştır.Şimdi bunları inceleyelim.
            Ebbinghaus’un bulguları daha sonra jost’un çalışmalarıyla desteklendi.Jost , toplu ve yaygın temrinle ilgili deneylerine ve Ebbinghaus’un verilerine göre,1897’de kendi adıyla anılan kanunu formüle etmiştir.Bu kanun şöyle ifade edilebilir.”Şu anda iki öğrenme farklı eskilikte ,fakat hatırlanabilirlik bakımından eşit değerde ise ,bundan sonraki zaman içinde eski olan öğrenmenin hıfzı daha iyi korunur.”
            Jost kanunu’nun ifade ettiği gerçek ,hatırlama yatkınlığı (henüz öğrenmiş olma) ve hafıza izinin kuvveti ayrımının da temelidir.
            Aralıklı tekrarlarla hıfz kuvvetini arttırabiliriz. Aralıklı tekrarlarla hıfz kuvvetini arttırmak demek , öğrenmeyi eskiterek hıfz kaybının hızlı olduğu safhaları geride bırakmak suretiyle zamanın zayıflatıcı etkisine karşı direnç sağlamak demektir.Hafıza başarısının gerçek sırrı budur.Bu strateji , hatırlanabilirliği unutulmazlığa çevirir.
            III. Bölüm ‘de , Kısa Süreli ve Uzun Süreli Hafıza üzerinde durulmuş , anlık hafıza uzanımı vb. anlatılmıştır.Bunları bizde biraz açalım; Algı sistemine girip belli bir anda bilinci işgal eden bir malzemenin , henüz yerleşip kalıcı hale gelmediği , ama yine de ne kadar kısa olursa olsun bir süre sistemde tutulduğu bu ilk hıfz sürecine kısa süreli hafıza denir.Kısa süreli hafızada iken işlem görmeyen malzeme çabucak sistemden kaybolur.Malzeme işlem görerek , yani tekrarlanarak ya da kodlanarak kalıcı hale gelirse uzun süreli hafızaya girmiş demektir. Anlık hafıza uzanımı kısa süreli hafızayla ilgili belli bir test tekniği ile ortaya çıkan bir olgudur.Anlık hafıza uzanımı, bir defa verilmekle hemen iade edilebilen (hafızadan hemen tekrarlanabilen)malzemenin birim sayısı cinsinden ölçülür.
            Öğrenmedenilen süreç ise , kendiliğinden silinmeyi ve müdahaleye uğramanın bozucu etkilerini önleyecek biçimde işlemler yapılmasına imkan veren egzersizlerle hafıza izini kalıcı hale getirir.
            Hafıza adını vererek kavramlaştırdığımız karmaşık süreçte üç safha ayırt edilir:1)Öğrenme ,2) Hıfz ,3)Hafıza göstergelerinden birinin ortaya çıkması..
             IV. Bölüm ‘de ise , Bilinç ve Kısa Süreli Hafıza üzerinde durulmuştur;Kısa  süreli hafızayı III.bölüm de inceledik biz burada bilinç’ten bahsedelim nedir bilinç ?
            Bilinç , etrafımızın ve kendimizin farkında olma halidir.Zihin , farkında olduğu şeylerle, o şeyler kısa süreli hafızada tutulduğu sürece meşgul olur.Bu süre sonunda o şeyler ya kısa süreli hafızadan kaybolur gider , ya da bir işlemden geçirilerek kalıcı hale getirilir ki buna uzun süreli hafızaya geçirme diyoruz.
            V. Bölüm ‘de ise , Kısa Süreli Hafızada Arama ve Bulup Çıkarma konusu işlenmiştir.Bu konuya biz de bir göz atalım;Kısa süreli hafızadan bulup çıkarma , bir anda olan , hiçbir süreç cereyan etmeden adeta otomatik olarak derhal başarılan bir iş değildir; bu iş bir arama ve mukayese işlemini gerektirir , Kısa süreli hafızada arama işlemi ,ne kadar küçük ölçüde olursa olsun bir zaman alır.
            Saul Sternberg’in yaptığı bir deneyde , belli bir öğenin kısa süreli hafızadaki öğelerden biri olup olmadığına karar vermek için bir arama işlemi cereyan ettiğine ilişkin kanıt elde edilmiştir.
            VI . Bölüm ‘de , Uzun Süreli Hafızadan bahsediliyor.“Eskiden” olanları hatırladığımız zaman uzun süreli hafızadan hatırlıyoruz demektir. uzun süreli hafıza bir iki dakika öncesinden bir ömür kadar “eski” zamana uzanan hatıralar , bilgiler , duygular ve izlenimlerle doludur.Başlangıçta incelediğimiz Ebbinghaus deneyleri de uzun süreli hafızadan hatırlama ile ilgiliydi.Hatırlama , hafıza içeriklerini canlandırmanın ya da bulup çıkarmanın özel bir şeklidir.Bulup çıkarma tanıma şeklinde de olabilir.
            VII . Bölüm ‘de , Hafıza ve Dikkat:İstatistiksel Bilgi Teorisi hakkında bilgi verilmiş ve incelemeler yapılmıştır. Bu konuyu biraz açalım;
            Zihin sisteminde , organizmanın kendi içindeki ve dış dünyadaki olayların farkında olmasını sağlayan süreçlere algı denir. Bir uyaranın içerdiği bilgi miktarı, belli bir kısa süre içinde zihin sisteminin algılama , analiz ve karar mekanizmalarını tamamen işgal edecek kadar çok ise , bu süre içinde zihin sistemi ikinci bir uyaranla meşgul olamaz. İşte yukarıda tanımladığımız gibi , uyaranlarla meşgul olmaya ilişkin seçme operasyonlarına “dikkat” diyoruz. Bu dikkat yaklaşımında ağırlık noktası, bilinçte ya da sübjektif duyguda değil , bunlar olsun ya da olmasın, objektif tepki özellikleri kanıt tutularak zihinde cereyan ettiği kabul edilen  seçme operasyonlarındadır.
            Bir olayın vukuu bulma ihtimaliyeti ne kadar az ise , vukuu bulduğu zaman vereceği bilgi o kadar fazla olacaktır.Olayın vukuubulma ihtimaliyeti 1 , ise yani % 100 ise , hangi olayın vukuu bulacağını hiçbir belirsizlik olmadan biliyoruz demektir.öyle olunca, olay fiilen vukuu bulduğunda bir bilgi kazanmamız söz konusu değildir.İhtimaliyet derecesi belirsizlik miktarının , belirsizlik miktarı ise olay vukuu bulduğunda kazanılacak bilgi miktarının ölçüsüdür.
            İstatistiksel bilgi teorisi , psikolojideki problemlere yeni bir yaklaşım getirmiş ve uyaranların davranışı etkileyen bir boyutuna daha dikkati çekerek bu boyutu ölçmek için bir teknik ortaya koymuştur.Reaksiyon zamanı deneyleri bu boyutun ne olduğuna ilişkin bir fikir verir.
            İstatistiksel bilgi teorisinin temel kavramlarından biri dizisel süreç kavramıdır.Bir dizisel süreç yüzde 0 ile yüzde 100        arasında bir kestirilebilirlik derecesi ile karekterize edilir.Kestirilebilirliğin sıfır olduğu durumda , sembollerin vukuu bulma ihtimaliyetleri birbirine eşittir.
            VIII. Bölüm ‘de , Hafızada Organizasyon ve Hatırlamada İnşakonuları işlenerek bu çalışma bitirilmiştir.Bu bölüm hakkında bizde değerlendirmemizi yapalım;
            Algı ,hıfz ve hatırlamada organizasyonun rolünü ön plana çıkaran araştırıcılardan biri de Bartlett’dir.Geştalt psikoloğları gibi organizasyona önem veren Bartlett , organizasyonun yapılışında ferdin geçmiş deneyimleri ile mizacının ve algı malzemesi karşısında takındığı tavrın etkisini vurgulamıştır. Bartlett , Head’in şema kavramını alarak hıfz ve hatırlama sürecine uygulamıştır. Bu kavramla , algı malzemesinin algıdaki yapılanışını ve daha sonra hatırlanışını belirleyen organizasyon kurallarını formüle etmeye çalışmıştır.
            Hatırlama , geçmişte olanların sonraki bir zamanda aynı içerikle ve aynı sırada canlandırılması değildir. Canlı bir organizma olarak insan , tepkilerini değişken bir çevrede oluşturmak zorundadır. O andaki şartlara en uygun tepkiyi oluşturmak için , geçmiş deneyimlerini aynen hatırlamak insanın işine yaramaz;hatta zararlı bile olabilir.Bunun yerine ,insan ,hafıza içeriğinin ilgili kısımlarını şimdiki duruma adapte ederek kullanmak ihtiyacındadır.İşte hatırlama, bu ihtiyacın gereklerine göre yapılan bir inşa faaliyetidir.        
                                                                  
SONUÇ
            Yukarıda yaptığımız incelemelerden çıkaracağımız sonuç şudur.Hafıza çok karmaşık bir zihin işlevidir.Hafıza nedir diye sorarsak bunu yine şu şekilde cevaplandırabiliriz; Deneyimle kazanılan şeyler , aradan geçen zaman içinde şu ya da bu biçimde zihinde tutulmuştur.İşte bu tutma işlevine hafıza diyoruz.O halde hafıza bir soyutlamadır. Gözlemlediğimiz bir davranış olgusu değil , gözlenen davranışlardan muhakeme ile çıkardığımız bir işlevle ilgili olarak zihinde inşa edilen bir kavramdır.Davranışlar somuttur,duyularla gözlenebilir;kavramlar soyuttur,ancak zihnen kavranır.
            Hafıza, zihin hayatının can damarıdır.Hafıza bir kavramdır. Hafızayı araştıran ilk bilim adamı :Ebbinghaus’tur., Hermann Ebbinghaus’un 1885’te ifade ettiği metodolojik görüş özü bakımından modern bilim metodunun aynıdır.. Ebbinghaus’un bulguları daha sonra jost’un çalışmalarıyla desteklendi.Jost , toplu ve yaygın temrinle ilgili deneylerine ve Ebbinghaus’un verilerine göre,1897’de kendi adıyla anılan kanunu formüle etmiştir.Bu kanun şöyle ifade edilebilir.”Şu anda iki öğrenme farklı eskilikte ,fakat hatırlanabilirlik bakımından eşit değerde ise ,bundan sonraki zaman içinde eski olan öğrenmenin hıfzı daha iyi korunur.”
            Hafızayı ikiye ayırabiliriz .Kısa süreli hafıza ve uzun süreli hafıza olarak,Kısa süreli hafıza;Algı sistemine girip belli bir anda bilinci işgal eden bir malzemenin , henüz yerleşip kalıcı hale gelmediği , ama yine de ne kadar kısa olursa olsun bir süre sistemde tutulduğu bu ilk hıfz sürecine kısa süreli hafıza denir.Uzun süreli hafıza ise , Kısa süreli hafızada iken işlem görmeyen malzeme çabucak sistemden kaybolur.Malzeme işlem görerek , yani tekrarlanarak ya da kodlanarak kalıcı hale gelirse uzun süreli hafızaya girmiş demektir. Hafıza adını vererek kavramlaştırdığımız karmaşık süreçte üç safha ayırt edilir:1)Öğrenme ,2) Hıfz ,3)Hafıza göstergelerinden birinin ortaya çıkması..
                Bilinç , Kısa süreli hafızadan bulup çıkarma , Hafıza ve Dikkat:İstatistiksel Bilgi Teorisi , Hafızada Organizasyon ve Hatırlamada İnşa gibi, bu hayati önem taşıyan zihin yetilerimizin işleyiş kuralları, temel nitelikteki bilimsel araştırmalara dayanılarak açıklanıyor. Hatırlamamız, unutmamız ya da hafıza yanılmalarımız rastgele olmuyor. Hafıza sisteminin nasıl işlediği ve onun sonuçtaki verimini etkileyen faktörler hafızamızın ne kadar yönlü olduğunu gösteriyor. Hafıza içerikleri olmasa hayal gücümüzü kullanamayız. Boşlukta düşünemeyiz; hafıza içerikleri, düşünme işlemlerimizin malzemeleridir
                                   
 
 
 
 
 


En son eklenen 5 makale

Makale Başlığı
Ekleyen
Tarih
Okunma
Avşaroglu
05.05.2016
1243
TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ANKARA 3 SALDIRISININ BÖLGESEL AKTÖRLER VE OLAYA ETKİ EDEN PARAMETRELER YÖN
Avşaroglu
05.05.2016
1395
KENTLEŞME VE KONUT POLİTİKALARI
Avşaroglu
05.05.2016
1244
www.ozanavsaroglu.com
copyright (c) 2010-2011 Tüm Hakları Saklıdır
web tasarım fby
iletişim: efebeytasarim@yahoo.com